Makaleler

Dedektör fiyatları ve güncel durum

Dedektör fiyatları tür, özellik ve marka değerlerine göre değişiklik göstermektedir.

Kullanım alanlarına göre değişiklik gösteren çok çeşitli dedektörler mevcuttur. Bunları başlıca Define, Altın, Güvenlik, Endüstriyel, Teknik, Askeri ve Balistik olarak özetleyebiliriz. Bu başlıca kategoriler de kendi içlerinde ayrışmaktadır. Kısaca aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;

Define : Maden, Para, Görüntülü
Altın : Cüruf
Tek Para : Madeni para, altın, gümüş, bronz sikke
Güvenlik : Kapı Dedektörleri, Üst Arama Dedektörleri, X-Ray Görüntüleme Sistemleri, Araç altı görüntüleme sistemleri.
Endüstriyel : Gıda, Tekstil, Plastik sanayilerinde kullanılan dedektörler.
Teknik : İnşaat, Yol, Yapı, Su kaçağı, kablo-boru ve menhol kapak tespitlerinde kullanılan dedektörler.
Askeri-Balistik : Mayın ve bomba arama, suç unsurları, mermi ve kovan tespitleri için kullanılan dedektörler.

Özetle; 500.- TL’den başlayan hobi amaçlı basit dedektörlerden 60,000.-TL’ye varan fiyatlarda endüstriel dedektörler bulunmaktadır.

Altın dedektörleri ve metal dedektörleri

Altın dedekörleri genellikle her tür metalin yanı sıra özellikle altın bulabilmek amacını gütmektedirler.

Altın, özellikleri ve referansları bakımından, metal skalasında diğer metal cinsleri ile çok yakın şekilde konumlanmıştır. Altın Dedekörleri özellikle bu referansa karşı yüksek hassasiyet gösterecek şekilde imal edilirler. Altının doğal şartlarda bulunduğu yerler genellikle yüksek mineral içeren toprak ve arazilerdir. Bu tür arazilerde kararlı şeklide çalışabilecek bir dedektör üretmek ise başlıca bir teknolojiyi ve üretim tecrübesini gerektirir. Piyasada bulunan dedektörlerin birçoğu bu özelliğe sahip değildir.

Altın dedektörlerin en önemli özelliği, engelleyici diğer unsurları bertaraf ederek sadece altın ve diğer metallere konsantre olabilmesidir. Yani taş veya kaya altında kalmış çok küçük bir altın cürufu bile toprak altından keşfedebilmektir. Altın dedektörü toprak yapısında dengeleri bozabilecek yüksek mineral seviyelerine karşı kararlı davranacak, derinliğinden ve gücünden kayıp vermeyecek cihazlardır. Bu da üstün bir teknoloji, ileri mühendislik ve yoğun bir tecrübeyle mümkün olabilecek çalışmaların ürünü olduğu anlamına gelir.

Sadece cihazın kendisi değil, bobinden kablosuna, konstrüksiyonundan tüm ince detaylarına kadar yüzlerce, binlerce deneme ve sonuç ilişkileri ile oluşturulmuş, üretimi gerçekleşirilmiş olacaktır.

Altın doğada genellikle yoğun mineralli topraklarda bulunmaktadır. Bu tür topraklarda dengeli ve etkili çalışabilecek dedektör sayısı sanıldığından daha da azdır. Her şeyden önce çok ileri bir teknoloji ve hassas ekipmanlar gerektirmektedir. Altın dedektörünün en belirgin özelliği yoğun mineralli bir taşın altından 1 gramdan küçük altın parçacıklarını (cürufu) bulabilmesidir.

Bu özellik, diğer birçok dedektörün yapılış prensibinin dışındadır ve altın dedektörünü diğer tüm detektörlerden ayıran başlıca özelliktir.

Bu özelliklere haiz bir dedektörü üretmek başlıca çok güçlü bir AR-GE ve Mühendislik gerektirdiğinden, buna sahip firmalar diğer bir çok sıradan firma ile keskin şekilde ayrışırlar. Mineralli topraklarda metal etkisi çok yoğundur. Bu etkilerin içinden sadece altın olanını kaçırmadan yakalamak ve ayırmak sanıldığından da zordur. Bu tür dedektörlerin teknolojileri neredeyse tamamen farklıdır.

Altın, özdirenci ve birim uzunluğuna düşen endüktansı itibarı ile çevrede bulunan diğer metal ve manyetik özellikli hedeflerden bir ölçüde farklı değerlere, başka bir ifade ile farklı zaman sabitlerine sahiptir. Benzer şekilde altının bulunduğu zeminler de bu özellikleri itibarı ile ortalama zeminlere göre farklılık gösterirler.

Tipik bir define dedektörü veya tek para dedektörü ortalama bir arazide geniş bir hedef çeşitliliğine eşit duyarlı olacak şekilde tasarlanmıştır. Buna karşılık altın dedektörleri hedeflendikleri zemin ve bu zeminlerdeki olası diğer impüriteler ile altın ayrımını mükemmel yapabilecek nitelikte optimizasyona sahiptir. Altın dedektörleri bu dengeyi sağlamak üzere; yöntem, teknoloji, detaylı hesaplar ve bilgi birikimi ile geliştirilmiş bu amaca odaklanmış cihazlardır. Dedektörün bu şekilde tasarlanmış olması altının bulunduğu arazide o dedektör tarafından algılanıp algılanamaması arasındaki farkı belirler.

Örneğin; Bir define dedektörünün hedefi genellikle büyük objelerdir. Metal ayrımı olan dedektörlerde bir objelerin çelik, demir, bakır, altın veya değersiz bir maden olduğunu anlamak mümkün olabilmektedir. Hedef alınan cisim büyük olduğundan algılaması daha kolay ya da daha derinden mümkün olabilmektedir. Yeryüzünde insanlık tarihine göz atıldığında definelerin insanların yaşadığı topraklarda, altının ise genellikle çorak, el değmemiş, taşlık ve mineralli arazilerde olduğu gözlenmektedir. Bu sebep ile bahsedilen dedektörlerin kullanım alanları ve bölgeleri belirgin şekilde ayrılmaktadır.

En iyi dedektör diye bir durum söz konusu mudur?
Dedektörlerin çok çeşitli olduğunu belirtmiştik. Ayrıca arazi yapısı, arama şartları ve hedeflenen objelerin cinsi de farklıdır. Bu farklılıklara göre her dedektörün kendi içinde öne çıkan üstün yanları vardır. Buradaki en önemli nokta, doğru şartlar ve hedefler için doğru dedektörü seçmektir.

Örneğin; bir define dedektörü ile yüksek mineralli bir arazide küçük cüruf altın aramak doğru değildir. Zaten Define Dedektörlerinin yapılış amacı yüzeydeki ufak metalleri görmekten ziyade derindeki büyük hedefleri algılamaktır. Bu şekilde yüzeydeki küçük metallerin yanıltıcı etkisi ile kullanıcıyı meşgul etmemektir.

Zira, "Define Dedektörü” büyük ve oldukça derin hedefleri tespite yöneliktir. Üst düzey Define Dedektörleri boşluk ve metal etkilerini ayırt edebilir. Hassas ve küçük objelere karşı daha az duyarlıdır. Define Dedektörleri ile amaçlanan çok daha büyük hedeflerler olup, dedektör ailesi içerisinde üst segment cihazlardır.

Oysa "Altın Dedektörü” küçücük metallere, en yoğun olarak da altın metaline karşı çok hassastır. Küçük objelere karşı en duyarlı olabilecek prensipte üretilmiştir. Define dedektörünün gözden kaçırabileceği tüm değerli ve altın metalleri tespit edebilir.

Diğer yandan "Tek Para ve Hobi” dedektörleri orta derinliklere çok iyi sonuçlar vermekle birlikte, etrafa saçılmış madeni para, çeşitli metal objeleri (altın, gümüş, bakır) tespit etmede hızlı ve üstündürler. Bazı modellerde topraktaki mineral yapıya uyum sağlaması için yüksek teknolojiler kullanılmış ve su geçirmez başlıklar (bobinler) ile de deniz, ırmak kenarı ve sahillerde kullanılabilir hale getirilmiştir. Bir çok kullanıcı tarafından beğeni ile kullanılmaktadır.

Bununla birlikte aklımızda şöyle bir soru oluşabilir.

Aynı kategorilerde olan dedektörler arasında "en iyi” diye bir kavram var mıdır?

Açıklamak gerekir ise, buradaki en belirgin ayrımı müşteri, yani dedektörü kullanacak kişi yapacaktır.

Bu durumda farklı amaçlar ile yapılmış dedektörlerin kendi aralarında mukayese yapılması doğru değildir.

Dedektör firmalarının ürettikleri dedektörlerde derinlik farkı, stabilite, ergonomi, toplam ağırlık, fiyat, firma desteği, garanti güvencesi ve marka değeri öne çıkmaktadır. Bunlara istinaden müşteri kendi tercihlerinin doğrultusunda seçim yapacak ve isteklerinin doğrultusunda en "iyi” detektöre sahip olduğunu ifade edecektir.
Define cihazları ve dedektörler aynı mıdır?
Daha önce de değindiğimiz gibi bir çok farklı tip ve türde dedektörler mevcuttur. Define cihazları da "dedektör” olarak adlandırılan genel kavrama dahildir. Ancak define cihazları sadece metale karşı duyarlı olup hedefi bulmada önemli bir rol oynamakla kalmıyor, aynı zamanda bazı üst segment Define Cihazları "boşluk” denen yer yapısı değişiklikleri de fark edebilecek özelliklere sahiptirler.

Bu da bu tür cihazları çok özel kılmaktadır. Bir define ararken yer yapısındaki değişimleri gözlemleyebilmek, dehliz, çukur, kuyu hatta yer altında kalmış bir oda ya da kulübe, tünel, yer altı derelerini fark edebilmesi ve kullanıcısının bilgisine rapor halinde sunabilmesi bu tür cihazları eşsiz bir dedektör yapmaktadır.

Bunların yanı sıra Tek Para ve Hobi Dedektörleri kategorisinde farklı yapılı dedektörler de mevcuttur. Bunlar yeni başlayan ve orta seviyedeki dedektörcülerin taleplerine hızlı ve daha uygun cevap verebilmek, aramalarda yüzeysel ve orta derinliklerdeki deneyimleri elde etmek amacını gütmektedirler.

Tek Para ve Hobi dedektörü kategorisinde bulunan cihazlar ile bir bir Define Dedektörünü kıyaslamak doğru bir yaklaşım olmaz. Her dedektörün kendi segmentinde üstün yanları vardır. Kullanıcı ihtiyacını iyi belirlemeli ve kendisine konu ile ilgili destek verecek kişi ya da firmayı doğru seçebilmelidir.
Görüntülü dedektörlerin farkları nelerdir?
Görüntülü dedektörler, verileri toplayıp kullanıcısına kendi ekranında çok detaylı bir şekilde raporlar sunar. Grafikler ile desteklenmiş üç boyutlu görüntüleri oluşturur ve bütün bunlar kullanıcısına hedefi daha doğru ve emin şekilde bulmasına katkı sağlar. Elbette zamandan çok tasarruf sağlar, zira derin kazılar yapıp yapmamayı ekrandaki verilerin ışığında kullanıcı kolaylıkla karar verebilecek donanıma sahip olur.

Ancak dünyadaki bugünün en üst teknolojisi bile yerin altından sağlıklı veya gerçekçi bir görüntüyü sadece sinyaller göndererek, kazmadan göstermeye kafi değildir. Böyle bir teknoloji henüz yoktur.

Ancak gelişmiş teknoloji kullanan Define Dedektörleri, metal objenin sinyal cins ve gücüne göre, sinyalin başladığı ve sona erdiği noktaları, sinyalin yansıma zamanlamasını ve şiddetine göre gelişmiş algoritmalarla hesaplayarak ekrana 3 boyutlu ve renkli grafikler çizebilmektedirler.

Bu görüntüler kullanıcısına detaylı olarak objenin ne derinlikte, ne boyutlarda , ne cinste bir metal olabileceği hakkında tahmini bilgiler sunabilmektedir.

Görüntülü dedektörler, bir arama sırasında elde edilen tüm ölçüm ve verileri çok hızlı bir biçimde işleyerek, parametreleri oluşturur. Bu verilerin ışığında yüksek verimli işlemciler ve gelişmiş yazılımı sayesinde hedefe odaklanmayı, çevre koşullarını doğru analiz etmeyi, görüntü ile desteklenmiş bir arama yapmayı garanti eder.

Görüntülü olmayan dedektörlerin aramalarda veya arama sonuçlarında kullanıcısına daha az ve kısıtlı bilgi sunacağı bilinmelidir.

Buna karşın görüntülü olduğu ileri sürülen fakat manyetometre yada gpr ile çalışan ve metal tespit işlemi için uygun olmayan bu sistemler ile elde edilen sonuçlar genellikle çok afaki olacaktır. Bu sistemlerin uygun ve doğru olmayan parametre seçenekleri, raporlama ve gerçek zamanlı üç boyutlu görüntüyü verememeleri ya da verseler dahi üreticilerinin bile yorumlayamayacağı anlamsız sonuçları, kullanıcı için hiçbir şey ifade etmeyecektir.

Bunların arasında önceden hazırlanmış ve aldatmaya yönelik, gerçek zamanlı ölçümlerle hiç ilgisi olmayan ve veri tabanından çağrılıp ekrana yansıyan görüntülü dedektörler dahi mevcuttur.

Hatta bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi bazı popüler ve güvenirliği toplumca benimsenmiş başka teknolojik enstrümanlar ile dedektörlerini kombine ederek kendi ürünlerinde "kalite” algısını oluşturmaya çalışan bazı aldatıcı firmalar mevcuttur.

Bunlar; "Yerin altını net şekilde size vaat ediyoruz" tarzında sloganları ve 3 boyutlu gözlük gibi bazı aksesuarları da bu cihazları ile birlikte pazarlamaktadırlar.

Bunların tamamı pazarlama taktikleri olup kesinlikle aldatıcıdır. Bu tür yanıltıcı iddialar pazarlanmak istenen dedektörün kusur veya zafiyetlerini örtmeye yetmeyecektir.

Avrupa Uzay Araştırmaları Merkezinin 1999 yılında başlattığı uluslar arası "Hope” projesinde birden fazla teknolojik sistem bir araya getirilerek bilim adamlarının eşliğinde özellikle yer altını görüntüleme konusunda hassas ve çok yönlü araştırmalar yapılmıştır.

Bu araştırmalardaki asıl amaç metal dedektörüne benzeyen ancak görüntülü tespit ve teşhis yeteneğine sahip, üzerinde ekstra algılayıcıların olduğu bir mayın tespit cihazı geliştirmeye yönelikti.

Araştırmaların sonucu kifayetsiz olduğuna karar verilerek 2002 yılında proje sonlandırılmıştır.

Burada elde edilen sonuçlar da 30-40 cm çapında bir anti-tank mayınını ancak 2 ila 8 cm arasında görüntülemeyi başarabilmiş, 8-10 cm’den sonra anlaşılır bir görüntüye varamamışlardır.

Kendi elleri ile gömdükleri hedefi, çok özel şartlarda olmak kaydıyla görüntülemede 2-4 cm’den sonrası "şüpheli” sayılabilecek verilere ancak varılabilmektedir. Bu da bizlere maalesef günümüzün teknolojisi ile yerin altını basit de olsa görüntüleme imkanının neredeyse olanaksız olduğunu göstermektedir.

İnsan hayatından daha önemli bir şeyin olmadığı, savaşta veya barışta, mayın gibi çok önemli bir tehdidi görüntülemek ve bu sayede arazileri mayından temizleyebilme yeteneğini henüz hiç bir teknoloji sunamamaktadır.

Ancak gönderilen veya yansıyan sinyallerin bileşkesinden elde edilebilecek grafikler, metal değerleri ile kıyaslanarak kullanıcısına yol göstermek ve hedefi doğru tahmin etmek amacıyla gerçek zamanlı 3D grafikler ile raporlanabilmektedir. Bu da günümüzün en üst Dedekte Teknolojisini oluşturmaktadır.

Uzaydan uydu aracılığı, GPRS teknolojisini de katarak görüntü almak, hatta yerin altını görüntülemek, bu verilerden sonuç çıkarmak gibi bazı dedektör pazarlama yöntemleri dahi belirmiştir.

Çok ileri düzeyde teknolojiye sahip bir uydudan alınabilecek anlaşılır bir görüntü, yeryüzünde olmak koşulu ile, en az 2-3 metre çapında olmak zorundadır. Daha küçük bir objeyi fark edebilmek neredeyse imkansızdır. Özet ile; bir uydudan toprak altında ne olabileceği konusunda bir veriye ya da bilgiye varmak imkan dahilinde değildir.

Özellikle farklı toprak yapılarındaki değişimler ve sinyal kırılmalarını algılamak, engebeli bir arazide homojen ve stabil davranabilmek, güçlü işlemci – yazılım kombinasyonu ile verileri irdelemek ve bütün bu sonuçları çok kısa sürede kullanıcısının görüşüne sunabilmek ancak Görüntülü Dedektörlere mahsus bir özellik olarak öne çıkmaktadır.

Dolayısı ile gerçek zamanlı Görüntülü Dedektörler diğer salt metal dedektörlerinden ve diğer bu iddiada bulunan sistemlerden bariz şekilde üstündürler.
Definecilik
Dedektör sektörü arz-talep bileşkesine uygun olarak gelişmektedir. Dünyanın hemen her yerinde talebi ve ilgisi üst düzeydedir. İnsanlar tarih boyunca yaşadıkları toplumları, bunların geliştirdiği medeniyetleri ve en nihayetinde bizlere bugün çok eski dönemlerden miras kalan hem insan yapısı eşyalar ve hem de doğada bulunan, tabi kaynaklı değerli madenlere ilgi duymuş, merak etmiştir.

Dünyadaki insanlar bulundukları bölgelere göre farklı eğilimler geliştirmiş ve bunlara uygun dedektörler ile amatör ya da profesyonel olarak arayışlara girmiştir.

Buna göre bir genelleme yapmak gerekir ise, Türkiye’de özellikle tarihsel geçmişi bakımından zengin bir yeraltı mirası olması sebebi ile, dedektörcülerin bir çoğu "Define” dedektörleri ile arama yapmayı tercih etmektedirler. Aynı zamada ülkemizde "Tek Para” kategorisi de oldukça gelişmiştir.

Avrupa’nın hemen her yerinde "Tek Para” kategorisinde dedektörcülük rağbet görmektedir.

Arap bölgelerinde Define,kategorisi yaygındır.

Afrika ülkelerinde çok yoğun olarak "Altın Dedektörü” kategorisinde cüruf aramaları yaygındır. Özellikle Afrika’da medeniyet kalıntılarından ziyade doğal altın bulunması dedektörcülerin bu yönde eğilim göstermesine sebep olmuştur.

Amerika kıtasının kuzeyinde "Tek Para” ve "Altın Cihazı” öne çıkmaktadır.

Kıtanın güneyinde ise eski ve gelişmiş medeniyetlerin varlığı, arama yapanları "Define” cihazlarına yönlendirmiştir.

Asya kıtasında hemen her tarz cihaz ile arama yapan dedektörcüler bilinmekle birlikte, Avustralya kıtasında yine "Altın ve Tek Para” dedektörleri öne çıkmaktadır.
Dedektör videoları ne derece doğru bilgi verirler?
Dedektörler ile ilgili yapılan sayısız video vardır. Bunları popüler video arama motorlarında olduğu gibi dedektör üreticilerinin kendi sitelerinde de ayrıca bulmak ve izlemek mümkündür. Genellikle videolarda bir cihazın yapıp yapamayacağı her türlü durum gösterilebilir.

Günümüzde görüntülü çekim teknolojisi ve montajlama teknikleri çok gelişmiş ve kolaylaşmıştır. Burada en ayırıcı özellik videonun kimin tarafından çekilip yayınlandığıdır. Güvenilir kişi ve kuruluşlar tarafından yayınlanmış olması elzemdir.

Videolarda dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise; çekimin birden fazla açıdan, cihazın ayarları ve cihazın arama esnasında gösterdiği tepkileri bir arada yani eşzamanlı gösterebilmesidir. Böylece hem cihazın o esnadaki ayarlarını görebilir, bu ayarlarda da elde edilen sonuçları gözlemleyebilirsiniz. Gerektiğinde veya şüphelendiğimiz bir durumda, dönüp ilgili firmaya veya bayiye ulaşıp sunumu kendisine de tekrar etmesini rica edebilmelisiniz.

Kendisine, teknolojisine ve ürünlerine güvenen hiç bir firma veya bayi bu isteğinizi geri çevirmeyecektir.
Güvenlik dedektörleri nedir?
Güvenlik dedektörleri çağımızda hemen her alanda karşımıza çıkan, hayatı hem kolaylaştıran ve hem de daha güvenli kılan önemli bir unsur olarak özetlenebilir. Güvenlik dedektörleri insanların birlikte taşıdıkları eşyaları gözlemleyebilir. Çok hızlı bir şekilde tehlike oluşturabilecek madeni bir objenin varlığını sezebilir ve şüpheli kişinin güvenliği sağlanmış bölgeye girişi engellenebilir.

Güvenlik dedektörleri genellikle alış-veriş merkezleri, hava limanları, otogarlar, resmi daire ve kurumlar, oteller, güvenliği önemsenmiş tüm umuma açık yerler, konser ve gösteri alanları, toplantı salonları ve diğer kalabalık sayıda ziyaretçinin bulunabileceği hemen her yerde karşımıza çıkarlar.

Bunların en yaygın ve etkili olanlarının başında, hızlı sonuç veren ve bire bir insanların üzerinde bulunabilecek madeni objeleri (bıçak, silah, metal sopa, boru, kesici ve yaralayıcı diğer malzemeler) fark eden ve kısaca "ÜST ARAMA” diye adlandırılan güvenlik dedektörleri gelmektedir. Ayrıca bu dedekörler ile çanta, poşet, cep gibi kapalı taşıma araçlarının da kontrolü sağlanabilmektedir.

Daha sonra içinden geçmek sureti ile insanların üzerinde bulunabilecek metal objeleri fark eden ve "KAPI DEDEKTÖRLERİ” diye adlandırılan dedektörler gelmektedir. Her iki güvenlik dedektörü de aynı amaca yönelik olup, çevre güvenliğini azami derecede arttıran önemli unsurlardır.

Bunların dışında, azami güvenlik gerektiren yer ve binalarda, örneğin; Havalimanları, sınır kapıları, önemli kurum ve kuruluşlarda veya büyük alışveriş merkezlerinde "X-RAY” olarak adlandırılan dedektörler kullanılmaktadır. Bu dedektörlerin en büyük farkı, tarama alanının altında özel yansıtıcılar bulunmasıdır. Bu şekilde içinden geçen her hangi bir objenin ya da paketin (çanta, bavul v.b.). içinde farklılıklar gösteren cisimleri negatif tonlarda renklendirip bilgisayar ekranına yansıtmak sureti ile objelerin cins ve mahiyeti hakkında görsel bilgiler verebilmesidir.

Bu özellik, sadece altında yansıtıcılar bulunmasından dolayı kısa bir aralığa nüfus edebilecek mahiyettedir. Bu durum, diğer tüm dedektörler için söz konusu olamayacak bir özelliktir ve sadece güvenlik kontrollerinde belirli şartlar yerine getirildiğinde çalışabilecek sistemlerdir.

Bu tür güvenlik sistemleri, yoğun insan sirkülasyonu olan yerlerde, paket, çanta ve bavul gibi tek tek kontrol edilmesi zaman kaybettirip kapılarda beklemelere yol açabilecek durumlarda tercih edilmektedir.

Ayrıca insanların aranması kadar önemli bir diğer konu da araçların bilerek ya da bilmeyerek beraberinde getirebilecekleri tehlikeli maddelerdir. Bu konuda "ARAÇ ALTI GÖRÜNTÜLEME” sistemlerinden yararlanılır. Bazen basitçe bir ayna yardımıyla yapılan arama işlemi bazen de profesyonel olarak kameralı ve kayıtlı sistemler tarafından yapılır ve araç altına monte edilmiş olabilecek patlayıcıları veya saklanmış suç unsurları tespit edilebilir. Araç altı görüntüleme sistemlerinin bir faydası da kapalı otoparklara girmeye çalışan LPG li araçların tespit edilebilmesi.
Dedektör yapımı, dedektör nasıl yapılır?
Bilindiği gibi bazı internet sitelerinde ve forumlarda dedektör yapımı adı altında birçok şema ve bilgi paylaşımı yapılmaktadır. Şunu belirtmeliyiz ki paylaşılan bütün bu içerikler dedektör yapmaya yetecek bilgiler değildir. Konuya uzman olmayan kişiler tarafından paylaşılan bu bilgiler, radyo, televizyon veya elektronik eşya tamiri yapar gibi dedektör yapılabileceğini iddia etmişlerdir.

Dedektör yapımının uzmanlık, uzun bir AR-GE süreci, buna bağlı olarak ciddi bir yatırım gerektirdiğini ve üretim aşamasındaki bir çok detaydan bahsetmemişlerdir.

Bu konu, uzmanlık gerektiren bir iştir. 2-3 kişinin yapabileceği bir iş değildir. Sadece hobi amaçlı yapılan ve masada kısmen çalışan bu dedektörler, metale bip demekten öteye geçmezler. Sahada yani gerçek arazide çalışmaları çok zordur hatta imkânsızdır. Arazide çalışacak bir cihazı yapmak için yeterli donanıma sahip olmak gerekir.

Bu donanımlar sırasıyla; bütün dünyadan alınan saha bilgileri ve kullanıcı tecrübeleri (geribildirim / feedback), elektronik komponentler, mühendislik, mekanik ve analog aksamlardır.

Bütün bu unsurları değerlendirecek ve uyarlayabilecek profesyonel bir ekip gerekmektedir. Bu ekip, uzun zaman ve çalışmaların neticesinde dedektör bilgisini her yönü ile genişleterek, verileri biriktirir ve gelişmeyi beraberinde getirirler.

İleri teknolojiler vaat eden öncü firmalar bu işi profesyonel olarak yaparlar. Bu da firmaların ticari birer kuruluş olmalarından ileri gelmektedir. Büyük yatırımların yanı sıra, dünya çapında onlarca hatta yüzlerce dedektör test uzmanına ihtiyaç vardır. Bunların sunacağı raporlar ve geliştirmeleri koordine etmek başlı başına bir iştir. Ancak bu sayede tüm dünyadaki çeşitli arazi şartlarında en iyi şekilde çalışabilecek cihazı geliştirmek mümkün olabilmektedir. Bütün bunları organize edebilmek ise dünya çapında global bir marka olmayı gerektirir.

İnternet ortamında paylaşılan bütün hazır bilgiler basit bir anakart veya analog kart çiziminden öteye gidememektedir. Elinde dedektörü olan herkes bir anakartın çizimine çok basit bir şekilde ulaşabilir. Yayınlanan bu şemalar; eski, çalışmayan, vasat cihazların çizimlerinden ibarettir. Bilinmelidir ki; dedektörlerde metal algısı, metal ayrımı, araziye uyumluluk ve zamanlama en önemli noktalardır.

Bir dedektörde verileri anında hesaplayıp kullanıcısına bilgi aktaran ve göz ile görülmeyen kısmı "Yazılım” kısmıdır. Bütün üretici firmalar yazılımlarına ulaşılmaması için ürettikleri cihazları piyasaya kapalı kodlar veya şifreler altında sunmaktadırlar.

Hiç bir analog ya da dijital kart çizimi, iyi bir yazılım olmadan işe yaramayacak ve bir anlam ifade etmeyecektir.

İyi bir yazılım ise yıllar sürecek bilimsel deneyler ve bunlara bağlı Ar-Ge süreçleri ile profesyonel bir ekip tarafından ortaya konulabilir. Burada esas olan deneyimin ve teknolojik birikimin bir araya çok yönlü olarak getirilebilmesidir.

Kısaca; doğru ve iyi bir dedektörü tarif etmek için dört ana unsuru unutmamak gerektiğini hatırlatmalıyız.

Bunlar;
1- Analog Bilgi
2- Dijital Alt Yapı
3- Üst Düzey Bir Yazılım
4- Dedektör konusunda İleri Tecrübe

Bütün bu unsurları bir araya getirebilmek profesyonel (ticari) bir kuruluş olmayı gerektirir. Hobi maksatlı amatörce yapılan bir dedektör, ticari bir dedektörle mukayese edilmemelidir.
Dedektörlerin derinliği neye göre değişir?
Genelde kullanıcılarının dedektörlerde merak ettiği en önemli konu derinliktir! Dedektörlerin derinliğini etkileyecek birçok faktör vardır. Bunların en önemlisi arama yapılan arazideki mineral yapıdır.

Buna bağlı olarak; Hedefin duruş şekli, kalış süresi, cinsi (altın, demir, çelik, bakır, gümüş vb.), hava şartları ve kullanıcı faktörü dedektörün derinliğini etkileyecek başlıca unsurlardır.

Dedektörlerin çalşma prensipleri, frekansları, bobin özellikleri ve yazılımları da direkt olarak derinliği etkileyen diğer önemli unsurlardır.

Örneğin anakart ve analog kart kararlı (stabil) değil ve gürültüye açıksa bu ciddi bir sorundur.

Bu durum genellikle doğru ve uyumlu tasarlanmayan kartlarda görülmektedir. Yanlış hesaplanan yada hatalı uyarlanan yazılımlara sahip kartlarda da görülür ki; bütün bunlar derinliğini ve çalışma rahatlığını doğrudan etkileyen olumsuz faktörlerdir.
Definecilik ruhsatı nedir?
Kültür ve Turizm Bakanlığının 1984 yılında 18294 sayılı Resmi Gazetede yayınladığı yönetmeliğe istinaden;

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda belirtilen yerler dışında;

Define arama, istenecek belgeler, arama usulü ve çıkacak defineden aramayı yapana tanınacak haklara ilişkin esaslar bildirir genelgedir.

Özet olarak;

- Define aramak isteyenler, define arayacakları yerin bağlı olduğu mülki amirine bir dilekçe ile müracaat ederler.
- Dilekçede arama maksadı açıkça belirtilir ve define aranacak yerin il, ilçe, bucak, köy, mahalle, sokak ve ev numarası bildirilir. Ayrıca bu yerin ekili, dikili, meskun, gayrimeskun, tapulu ve tapusuz olup olmadığı ve kime ait bulunduğu açıklanır.
- Define aranacak yer 100 metreyi geçemez. Bu yer verilecek fotoğraflarla harita veya krokiler üzerinde işaretlenir.
- Aranacak alanın Sit Alanı veya Mezarlık olmaması şartı aranır.
- İlgili Müze Müdürlüğünce verilecek "Define Arama Ruhsatı” düzenleme tarihinden itibaren 1 yıl geçerlidir ve geçerlilik tarihi içinde hava şartlarından dolayı bir defaya mahsus 1 ay uzatılabilir. - Aramalar esnasında gözetmen tayin edilebilir.
- Kazılar sırasında oluşabilecek hasar ve zararların telafisi arama ruhsatını alan ilgiliye aittir. - Define aramasında çıkan buluntular Bakanlıkça tayin edilecek uzman heyetine incelettirilir. Elde edilecek buluntular Kültür ve Tabiat Varlığı ise müzelere, define ise Maliye ve Gümrük Bakanlığına teslim edilir.

- Bulunan definenin Maliye ve Gümrük Bakanlığınca geçer akçe olarak değeri tespit edilir. Define Hazineye ait arazide bulunmuşsa %50'si aracıya (ruhsatlı arama yapan kişiye), özel veya tüzelkişilere ait arazide bulunmuşsa, %40'ı aracıya (ruhsatlı arama yapan kişiye ve %10'u ise mülk (arazi) sahibine verilir.

Kalanı da hazineye devredilir. Bu bilgiler ışığında; dedektör alımı ve satımı serbest ve yasaldır. Define arama ve çıkabilecek defineden hak talep etme konusu kanuna bağlanmış olup, ilgili ruhsat ile serbest bırakılmıştır.
Uydudan görüntü alınır mı?
Uzaydan görüntü alma konusu çokça konuşulan ve ne yazık ki bilgi yetersizliğinden abartılıp yanlış anlaşılan bir söylentidir.

Gelişmiş ülkeler savunma ve iletişim amaçlı uydular üretebilmek için milyarlarca dolar harcarlar.

Bunlar hava trafiğini kontrol etmek, iletişim verileri aktarmak (tv, telefon, internet), meteoroloji uyduları veya kadastro (haritacılık) konularında yardımcı olabilecek uydulardan ibarettir.

Bu tür uydular yer üstünde duran ve en az 2,5 - 3 metre çapında olan bir objeyi (araç, bina, cadde, sokak vb.) algılayıp görüntüleyebilmektedir. Hiç bir şekilde yer altında olabilecek bir nesneyi görüntüleyebilme kabiliyetine sahip değillerdir.
Dedektörler uydudan takip edilebilir mi?
Cihazların uydu aracılığı ile takip edilmesi konusu teknik anlamda mümkün görünse de, üretici firmaların yasal olarak bu tür bir girişimde bulunması hukuken yasaktır.

Zaten takipten çok konum bildirme denilen bu teknolojide, yüzlerce hatta binlerce cihazı takip etmek için gerekli altyapının oluşturulması, çok yüksek maliyetler doğuracaktır. Bu da fizibilite olarak hiç bir üretici firmaların üstleneceği bir durum değildir.

Yasal olarak herhangi bir şekilde bir kişinin takibi veya izlenmesi kanunen yasaktır.

Bireyin rızası olmaksızın benzer bir girişimde bulunacak her kimse kanun önünde suç işlemiş sayılmaktadır.

Oysa dedektör üretimi de satışı da yasaldır ve yasalar herkes için bağlayıcıdır.

Üretilmesine izin verilen ve satışından vergisi ödenen her mamulün devlet tarafından güvencesi vardır. Bu güvence, tüketici haklarını kapsadığı gibi, insan haklarını da kapsamaktadır.

Bu sebep ile müşteriler için kaygı duyulacak hiçbir şeyin olmadığını ve kesinlikle müsterih olabileceklerini ifade edebiliriz.
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.